En Büyük Devrimci... Rüzgar Söylüyor

Aslında O, kimseye 'kendinizi yaralayın' demedi; onu dinleyenler bir şekilde yaralıydı zaten.

Belki birçoğu sebepsiz sevdi ve sebepsiz dinledi Müslüm Baba'yı, ihtiyaç duyuyorlardı çünkü, hepsi bu. Şimdi gönül rahatlığı içinde dinleyebilirsiniz artık onu; endişelenmeyin, ortalıklarda kendi kendilerinin celladı olmuş vaziyette hazır ve nazır bekleyen 'yaralı kimselere' pek rastlanılmıyor artık.

Yaralıların neredeyse tamamı tedavi edildi. Tedaviyi bizzat Müslüm Baba'nın kendisi yaptı, terk edip gitmeden dünyamızı bu zor görevin üstesinden gelmesini bildi. Dün, yara-bere, kan-revan içinde onun müziğini dinleyenler, vücutlarını tam olarak ni'çün kestiklerini bilemeyenler, bugün Nilüfer dinliyorlar, Sezen Aksu dinliyorlar, Teoman dinliyorlar, Mercan Dede dinliyorlar, dahası Neşet Ertaş dinliyorlar; ne güzel değil mi?

Diyorlar ki Türkiye'de devrim koşusunun en güzel yüz metresini Deniz Gezmiş koştu. Türkiye'nin tek devrimi de Müslüm Baba'nın yaptığıdır, bunu başarmıştır; müzikalitesini bozmadan dinleyici kitlesine tabir-i caizse çeki-düzen vermek, kolay mı öyle?

...

Mevsim kış olup, takvim yaprakları Şubat'ı gösteriyorsa eğer, yorgun dünyanın zaman akışı da o doğrultuda ahır ve aksak ilerliyor demektir; çünkü bu mevsimde insan da dünya da bir inceden üşüyor ve insan üşüyünce takatsiz kalıyor, dünya ise zaten bildiğiniz gibi...

Müslüm Gürses söylüyor ya da "Rüzgar Söylüyor".

"Beni Ona Anlat" şiiri ve hikayesini anlatan blog yazımız için buraya tıklayınız.